|
||
|
|
|
|
337 SIRA NO'LU VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ
|
|
Resmi
Gazete No |
25552 |
Resmi
Gazete Tarihi |
13/08/2004 |
Kapsam
5228
sayılı Kanun(1) ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun bazı maddelerinde
düzenlemeler, bir kısım maddelerinde ibare değişiklikleri yapılmış, bazı
maddeleri de yürürlükten kaldırılmıştır. Yapılan bu düzenlemelerle ilgili
olarak aşağıdaki açıklamaların yapılması gerekli görülmüştür.
1. Özel Finans Kurumları
5228 sayılı Kanunun 59 uncu maddesiyle 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 204 üncü
maddesinin birinci fıkrasında ibare değişikliği yapılmış ve 5228 sayılı Kanunun
yayımı tarihi itibariyle özel finans kurumları, vergi kanunları uygulamasında
özel belirleme yapılmadığı sürece, banka olarak addolunmuştur.
2. Amortismanlar
2.1. Azalan Bakiyeler Usulüyle Amortisman
5024 sayılı Kanunla(2) Vergi Usul Kanununun 315 inci maddesinde, normal
amortisman usulünde amortismana tabi iktisadi kıymetlerin faydalı ömürlerinin
dikkate alınarak amortisman ayrılacağı, mükerrer 315 inci maddesinde de azalan bakiyeler
usulünde amortisman oranının normal amortisman oranının iki katı olduğu yönünde
değişiklik yapılmıştır.
5228 sayılı Kanunun 59 uncu maddesiyle yapılan bu ibare değişikliği ile azalan
bakiyeler usulüyle amortisman ayırmada üst sınır getirilmiş ve azalan bakiyeler
usulüyle amortisman ayrılırken her halükarda amortisman oranının % 50’yi
geçemeyeceği belirtilmiştir.
2.2. Ödeme Kaydedici Cihazlarda Amortisman
5228 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi ile 3100 sayılı Katma Değer Vergisi
Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında
Kanunun(3) 7 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer alan hüküm, “1.
Mükellefler kullanmak üzere satın aldıkları ödeme kaydedici cihazlar için
%100’e kadar amortisman oranı seçebilirler.ö şeklinde değiştirilmiştir.
Söz konusu değişiklikle, kanuni bir yükümlülük olan ödeme kaydedici cihaz
kullanma mecburiyetinin getireceği maddi külfeti azaltmaya yönelik olarak
mükelleflere, kullanmak üzere aldıkları ödeme kaydedici cihazlar için %100’e
kadar amortisman oranı seçebilme imkanı tanınmıştır.
Kullanmak üzere ödeme kaydedici cihaz alan mükellefler, cihazlarının Vergi Usul
Kanununun değerleme hükümlerine göre tespit edilen değerinin %100’ünü cihazın
aktife girdiği hesap döneminde amortisman olarak ayırabilecekler ancak, 3100
sayılı Kanunun anılan fıkrasının 5228 sayılı Kanunla değişmeden önceki hükmüne
göre işlem yapamayacaklar yani fatura bedelinin % 40’ını vergiye tabi kazançtan
indiremeyeceklerdir.
3. Enflasyon Düzeltmesi
3.1. 5228 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi ile Vergi Usul Kanununun
mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının (2) numaralı bendinin (g) alt
bendinde yer alan reel olmayan finansman maliyeti tanımındaki “düzeltme
tarihindekiö ibaresi “borcun alındığı tarihtekiö olarak değiştirilmiştir.
Dolayısıyla yabancı para üzerinden yapılan borçlanmalarda reel olmayan
finansman maliyeti hesaplanırken TEFE artış oranının uygulanacağı borç tutarı,
yabancı para üzerinden alınan borcun alındığı tarihteki Türk Lirası karşılığı
olacaktır.
Örnek
Bilanço esasına göre defter tutan ve hesap dönemi takvim yılı olan (A)
işletmesi, 5 Mart 2002 tarihinde 50.000 Amerikan Doları banka kredisi
kullanarak işletme faaliyetlerinde kullanmak üzere yurt dışından bir makine
ithal etmiştir. 20 Kasım 2002 tarihinde söz konusu kredi (5.000 Amerikan Doları
tutarında faiz ile birlikte) kapatılmıştır. Ödenen faiz 163 sıra numaralı Vergi
Usul Kanunu Genel Tebliği(4) uyarınca söz konusu makinenin maliyet
bedeline ilave edilmiştir (5) .
Yeniden değerlemeye ve %20 oranında normal amortismana tabi tutulan söz konusu
makinenin 31/12/2003 tarihli dönem sonu bilançosunda görünen değeri aşağıda
hesaplandığı üzere 111.749.472.450 TL. olacaktır.
|
Yeniden Değerleme Oranı (%) |
Yeniden Değerlenmiş Makine Maliyeti |
Cari Yıl Amortisman Gideri |
Birikmiş Amortisman |
2002 |
0,0 |
86.964.570.000 |
17.392.914.000 |
17.392.914.000 |
2003 |
28,5 |
111.749.472.450 |
22.349.894.490 |
44.699.788.980 |
Söz konusu makinenin düzeltmeye esas tutarı da 86.964.570.000 TL. olacak, ancak
makinenin maliyet bedeli içerisinde yer alan reel olmayan finansman maliyeti
düşüldükten sonra kalan kısım düzeltmeye tabi tutulacaktır.
Borcun kullanıldığı döneme ait TEFE artış oranı %17,2 olarak hesaplanmıştır.(6)
Buna göre maliyet bedeli içerisinde yer alan reel olmayan finansman
maliyeti aşağıdaki şekilde bulunacaktır.
ROFM |
= |
Borç
Tutarı |
x |
Borcun
Kapatıldığı Aya Ait TEFE- |
|
||||
Borcun
Alındığı Aya Ait TEFE |
ROFM = 68.771.950.000 x 0,172
ROFM = 11.828.775.400 TL.
Makinenin enflasyon düzeltmesinde dikkate alınacak tutarı = 75.135.794.600
TL.dır.
(86.964.570.000 – 11.828.775.400)
3.2. Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının
(4) numaralı bendinin son fıkrasında, borsada işlem gören hisse senetlerinin
değerleme günündeki borsa rayici ile dikkate alınacağı ve bunlar için ayrıca
düzeltme yapılmayacağı hükmü bulunmaktaydı. Bu bent hükmü 5228 sayılı Kanunun
60/1/a maddesiyle 1/1/2004 tarihi itibariyle yürürlükten kaldırılmıştır.
Hisse senetleri, borsada işlem gören-görmeyen ayrımına tabi tutulmayacak ve
düzeltme katsayısı ile çarpılmak suretiyle düzeltme işlemi
gerçekleştirilecektir.
3.3. Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının
(5) numaralı bendinin 5 inci fıkrasının 2 nci cümlesinde, 5228 sayılı Kanunun 9
uncu maddesi ile yapılan değişiklikle mükelleflere, öz sermaye kalemlerine ait
enflasyon fark hesaplarında yer alan tutarları, düzeltme sonucu oluşan geçmiş
yıl zararlarına mahsup edebilme imkanı sağlanmıştır.
Öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farklarının, gelir veya kurumlar vergisi
mükelleflerince düzeltme sonucu bulunan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilmesi,
kar dağıtımı olarak addedilmeyecektir.
Mükellefler (bu hükme Vergi Usul Kanununun geçici 25 inci maddesinde de yer
verildiği için) 31/12/2003 tarihli bilançolarının düzeltilmesi neticesinde
oluşan geçmiş yıl zararlarını da düzeltme işlemi neticesinde oluşan öz sermaye
farklarına mahsup edebilecekler ve 31/12/2003 tarihli düzeltilmiş bilançoya ait
nihai kar ya da zarar rakamına ulaşacaklardır.
3.4. Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasına
5228 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi ile yeni bir bent eklenmiş ve münhasıran
sürekli olarak işlenmiş altın, gümüş alım-satımı ve imali ile iştigal eden
mükelleflere, enflasyon düzeltme şartlarının oluşup oluşmadığına bakılmaksızın,
(her geçici vergi dönemi sonu itibariyle) enflasyon düzeltmesi yapma
zorunluluğu getirilmiştir.
3.5. Vergi Usul Kanununun geçici 25 inci maddesinin (c) bendinde
31/12/2003 tarihli bilançonun düzeltilmesi sırasında, iktisadi kıymetlerin
maliyet veya alış bedelleri içerisinde yer alan reel olmayan finansman
maliyetlerinin tevsik edilememesi halinde, bu finansman giderlerinin ilgili
kıymetlerin değerlerinden düşülmesi için iki yöntem belirlenmişti. Ancak, reel
olmayan finansman maliyetinin tevsik edilmesi halinde uygulanabilecek yöntem
sayısı bir idi.
5228 sayılı Kanunun 11 inci maddesiyle mezkur bende eklenen ve 1/1/2004
tarihinden itibaren yürürlüğe giren (3) numaralı alt bent hükmü ile reel
olmayan finansman maliyetinin tevsik edilebilir olması halinde de aktife giren
kıymetlerin maliyet veya alış bedeline dahil olan finansman giderlerinin reel
olmayan kısımlarının; toplam finansman maliyetlerine, ilgili döneme ait TEFE
artış oranının dönem ortalama ticari kredi faiz oranına bölünmesi sonucunda
belirlenen oranlar uygulanmak suretiyle bulunan tutarın, maliyet veya alış
bedelinden düşülmesi suretiyle hesaplanabilmesine imkan sağlanmıştır.
3.6. Vergi Usul Kanununun geçici 25 inci maddesinin (c) bendine 5228
sayılı Kanunun 11 inci maddesiyle eklenen (3) numaralı alt bent ile (31/12/2003
tarihli bilançoya ait düzeltme ile sınırlı olmak üzere) amortisman süresi
bitmemiş olan kıymetlere ilişkin maliyet veya alış bedelinden düşülen reel
olmayan finansman maliyetinden amortisman ayrılmamış tutarın, 2004 ve sonraki
dönemlerde 5 yılda ve eşit taksitler halinde dönem kazancının tespitinde gider
olarak dikkate alınacağı belirtilmiştir.
3.7. Düzeltme işlemine tabi tutulmuş olan 31/12/2003 tarihli bilançoda
yer alan parasal olmayan kalemlerin daha sonra elden çıkarılması halinde,
bunlara ilişkin enflasyon düzeltme farkları maliyet olarak kabul edilmekteydi.
5228 sayılı Kanunun 11 inci maddesiyle geçici 25 inci maddenin sonuna eklenen
(l) bendi ile aynı hüküm korunmuş ancak, amortismana tabi olmayan kıymetlerin
düzeltilmiş değerlerinin altında bir bedelle satılması halinde, düzeltme
sonrası değerle, düzeltme öncesi değer arasındaki farka isabet eden zararın,
gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde dikkate alınmayacağı belirtilmiştir.
3.8. 5024 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesiyle dileyen mükelleflerin
31/12/2003 tarihli bilançolarını enflasyon düzeltmesine tabi tutmaksızın, 2004
yılının ilk geçici vergi döneminde beyan edecekleri geçici vergi matrahlarını,
5024 sayılı Kanunla yapılan değişiklikleri dikkate almadan önceki hükümlere
göre hesaplayabilecekleri esası getirilmişti. 5228 sayılı Kanunun geçici 5 inci
maddesinin (2) numaralı bendinde, “2004 yılına ilişkin olarak bu Kanunun
yayımından önce verilen geçici vergi beyannamelerinde bu Kanunla yapılan
değişiklikler nedeniyle herhangi bir düzeltme yapılmaz.ö hükmüne yer
verilmiştir. Bu hükümden de anlaşılacağı üzere, 5228 sayılı Kanunun
yayımlanmasından önce verilmiş olan birinci geçici vergi dönemine ait
beyannamelerde, 5228 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler nedeniyle herhangi
bir düzeltme yapılmayacaktır.
4. İşyeri Kapatma Cezası
5228 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin 1 numaralı fıkrasının (b) bendiyle
(işyerleri için kapatma kararı verilenlere uygulanacak özel usulsüzlük cezasına
ilişkin) Vergi Usul Kanununun 353 üncü maddesinin 5 numaralı bendi; (c)
bendiyle de (işyeri kapatma cezasına ilişkin) Vergi Usul Kanununun mükerrer 354
üncü maddesi, 5228 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibariyle yürürlükten
kaldırılmıştır.
Bilindiği üzere; Türk Ceza Kanununun 2 nci maddesinde “İşlendiği zamanın
kanununa göre cürüm veya kabahat sayılmayan fiilden dolayı kimseye ceza
verilemez. İşlendikten sonra yapılan kanuna göre cürüm ve kabahat sayılmayan
bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz. Eğer böyle bir ceza hükmolunmuşsa
icrası ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar.
Bir cürüm ve kabahatin işlendiği zamanın kanunu ile sonradan neşrolunan
kanun hükümleri birbirinden farklı ise failin lehine olan kanun tatbik ve infaz
olunur.ö hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır.
Bu hükme göre; suç öngören bir normun yürürlükten kaldırılması halinde,
yürürlükten kaldırılan normun öngördüğü fiilin failleri artık
cezalandırılamayacakları gibi bunlar hakkında daha önce verilmiş olan hükümler
de gerek asli cezalar gerekse cezai nitelikteki sonuçları yönünden yerine
getirilemeyecektir.
Ceza Hukuku alanında “lehe olan kanunun geçmişe uygulanabilirliğiö ilkesi
olarak ifade edilen, “kanunların geçmişe yürümezliğiö ilkesinin bir istisnasını
oluşturan ve vergi suç ve cezalarına ilişkin olarak da geçerli olan bu ilke
gereğince, 5228 sayılı Kanunla yapılan yeni düzenlemeyle Vergi Usul Kanununun
mükerrer 354 üncü maddesinde yer alan işyeri kapatma cezası kaldırıldığından
maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce belge düzenine uyulmadığına ilişkin
olarak yapılan tespitlere dayanılarak uygulanması gereken ancak henüz
uygulanmamış olan işyeri kapatma cezaları uygulanmayacak ve para cezasına
çevrilmiş olup ödeme süresi geçmemiş olanlar tahsil edilmeyecektir.
İşyeri kapatma cezası para cezasına çevrilmiş olup da 5228 sayılı Kanunun
yayımından önce para cezası tahsil edilmiş ise 31/7/2004 tarihine kadar işyeri
kapatma cezasına ilişkin söz konusu kanun hükmü yürürlükte olduğu için tahsil
edilmiş olan bu para cezaları iade edilmeyecektir.
İdari işlemlerin sebep ve konu unsurunu teşkil eden mevzuat hükümlerinin
yürürlükten kaldırılması halinde, söz konusu işlemlere karşı açılan davaların
hukuki dayanağı ortadan kalktığından davalar konusuz kalmaktadır. Bu nedenle, kapatma
kararına karşı yargı organlarında açılıp henüz sonuçlanmamış olan davaların
konusu kalmadığından, davaların ortadan kaldırılmasına ilişkin olarak ilgili
yargı organlarına gereken duyurunun yapılması gerekmektedir.
5. Tevsik Zorunluluğuna Uymayanlara Kesilecek Özel Usulsüzlük Cezası
5228 sayılı Kanunun 3/8/2004 tarihinde yürürlüğe giren 10 uncu maddesiyle 213
sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 inci maddesinin sonuna eklenen fıkra
uyarınca; Bakanlığımızca belirlenen limiti geçen tahsilat ve ödemelerini banka,
benzeri finans kurumları veya posta idareleri aracılığıyla yapma zorunluluğu
getirilen mükelleflerden bu zorunluluğa uymayanlara, işleme konu tutarın % 5’i
nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilecek; mükerrer 355 inci maddenin 3 üncü
fıkrasında yer alan katlamalı ceza uygulaması bu işlemlere uygulanmayacaktır.
Tebliğ olunur.
(1) 31/7/2004 tarih ve 25539 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
(2) 30/12/2003 tarih ve 25332 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
(3) 15/12/1984 tarih ve 18606 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
(4) 27/1/1985 tarih ve 18648 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
(5) 5/3/2002 tarihi itibariyle Amerikan Doları döviz alış kuru 1.375.439
TL. ve alınan kredinin Türk Lirası karşılığı 68.771.950.000 TL.dır. 20/11/2002
tarihi itibariyle Amerikan Doları döviz alış kuru 1.581.174 TL. ve kapatılan
kredinin (ödenen faiz dahil) Türk Lirası karşılığı 86.964.570.000 TL.dır.
Maliyet bedeline ilave edilen kısım = 86.964.570.000 – 68.771.950.000 =
18.192.620.000 TL.dır.
(6) Borcun alındığı Mart 2002 ayına ait TEFE: 5387,90
Borcun kapatıldığı Kasım 2002 ayına ait TEFE: 6314,30
Borcun kullanıldığı döneme ait TEFE artış oranı: (6314,30 – 5387,90) / 5387,90
= 0,172